ali semerkandi, ali semerkandi hayatı, ali semerkandi hazretleri, ali semerkandi kimdir, ali semerkandi menkıbeleri, ali semerkandi sözleri, ali semerkandi türbesi, çamlıdere ali semerkandi, çamlıdere ali semerkandi türbesi, çamlıdere erenleri, çamlıdere türbeler, çamlıdere ziyaret yerleri, islam alimleri, tasavvuf büyükleri, türk mutasavvıfları
Ali Semerkandî Hazretleri
Kaynaklarda geçen bilgilere göre, Ali Semerkandî Hazretleri, 185 cm boyunda olup, beyaz sarıklı, ela gözlü ve siyah sakallıdır. Elleri ince ve uzun olan bu muhterem zat, soyundan Seyyidlik sıfatına sahip bir kişidir.
İlim tahsilinde ise kendisinin hem ciddi hem de sevecen bir tutum sergilediği, insanlara karşı kadirşinas bir yaklaşım gösterdiği ve babacan bir tavır sergilediği ifade edilmektedir.
Ali Semerkandî Hazretleri, ilmi tahsil konusunda büyük bir ciddiyetle hareket etmiştir. Genç yaşlarda ilimle meşgul olan Ali Semerkandî, ilk olarak Mekke’ye gitmiştir. Burada, rüyasında Efendimiz (s.a.v.)’i görmüş ve ilmi tahsil için manevi bir yönlendirme almıştır. Bu ilim yolculuğunda, Hz. Ebubekir’den (r.a.) maneviyat alanında dersler almış ve özellikle Sima İlmi (İlmü’l-Kıyâfe) üzerine derinleşmiştir. Bu ilmi öğrenmesinin ardından, Anadolu’ya gitmesi gerektiği tavsiyesi ile bu bilgilerini kullanmaya başlamıştır. Sima ilmi, özellikle kişilerin yüz ifadelerinden karakterlerini ve soylarını tanımaya yönelik bir bilim dalıdır. Bu ilmi, Bizans askerlerinin Anadolu köylerine sızarak köylere zarar verenleri tespit etmek için kullanmış, bu şekilde Allah’ın rızasını kazanacak pek çok faydalı işler yapmış ve bölge halkının Bizans saldırı ve tuzaklarından korunmalarına vesile olmuştur.
Ali Semerkandî Hazretleri’nin ilmî yolculuğu sadece fiziksel değil, manevi bir yönelimle de şekillenmiştir. Mana aleminde, Peygamber Efendimizin yanına giderek, “Ya Ali, sana gelen bize gelmiş gibi olur, bizim hissiyatımızı alır. Senden koku alan bizim kokumuzu almış gibidir.” şeklinde bir açıklama almıştır. Bu ifade, onun ne kadar yüksek bir manevi seviyeye ulaşmış olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca, Efendimizin, “Ali, biz seni kardeşlikten evlatlığa aldık, sen bizim neslimizdensin.” dediği rivayet edilir.
İlim tahsilini Semerkant’ta tamamlamış olan Ali Semerkandî, manevi hocalarından ve özellikle Hz. Ali’den (r. a.) aldığı derslerle ilim yolculuğunu pekiştirmiştir. Kendisi, “İrşat etmek Rabbimizin muradıydı, biz de iki cihanda da (dünya ve ahiret) irşat etmekteyiz.Rabbim her alemde bize irşat imkanını verdi görevimizi hakkıyla yerine getiriyoruz” diyerek, her alemde irşat görevini yerine getirmeye devam ettiğini ifade etmiştir. Bu, onun yüksek bir irşatmisyonuna sahip olduğunu ve manevi bilgilere olan derin bağlılığını gösterir.
Ali Semerkandî Hazretleri, sadece ilmî birikimiyle değil, aynı zamanda aktif bir şekilde toplumda gerçekleştirdiği dini hizmetlerle de tanınmaktadır. İlim yolculuğunun ardından, Medine’de Efendimizin (s.a.v.) türbedarlık görevini üstlenmiştir. Daha sonramanevi işaret ile, Çamlıdere’ye gelmiş ve burada hem cihat hem de irşat görevlerini icra etmiştir. Çamlıdere’ye geldiklerinde, bölgede Bizanslıların, Hristiyan papazların ve Haçlıların zulmü hakimdir. Ancak, Ali Semerkandî Hazretleri ve müridanları, bölge halkı tarafından hayretle karşılanmış ve “Siz nereden geldiniz?” sorusuna, “Bizler Semerkant ahalisi olarak İslam ile şeref bulduk.Üzerimizdeki hal İslam dinimizin yansımasıdır.” şeklinde cevap vermişlerdir.
Ali Semerkandî Hazretleri, çevresindekilere İslam’ı en iyi şekilde öğretmek için çaba sarf etmiştir. Çevresindekilere ve bütün insanlaraşu nasihati yapmıştır:
Sen sende bir şey var dersen zelilsin
Ama sende ne varsa O’ndandır,
‘O’nun dini üzerine şeref bulduk’ der isen
Sen Eşrefi mahlukatsın
Eşrefteki şeref sana Rabbinin bir lütfudur.
Bu öğüt, kişinin kendisini bilmesi ve her şeyin Allah’tan olduğunu kabul etmesi gerektiğini vurgular. Ali SemerkandîHazretleri bu nasihatiyle insanlara Allah’ın lütuf ve inayetini hatırlatma gayretindedir
Paylaş