ahi teşkilatı, ahi yakup hayatı, ahi yakup hazretleri, ahi yakup kimdir, ahi yakup menkıbeleri, ahi yakup sözleri, ahi yakup türbesi, ankara ahi yakup, ankara ahi yakup türbesi, ankara erenleri, ankara türbeler, ankara ziyaret yerleri, hi yakup, islam alimleri, tasavvuf büyükleri, türk mutasavvıfları
Ahi Yakub Hazretleri
Ankara’da yaşamış fütüvvet ehli ahi reislerinden ve mutasavvıflardandır. Yıldırım Hanzamanı “tımar” sahiplerindendir. Günümüzde Hacı Bayram Camii’nin kuzeyindeki ÇamlıcaSokakta bulunan Ahi Yakub Mescidi’ni ilk yaptıranlardan birisidir. Ayrıca Ahi YakubMedresesini yaptırmış ve şehrin imarında, eğitiminde, dini yaşamında önemli bir yer alan AhiYakup zaviyesinin de ilk şeyhidir.Ahi Yakup Mescidi’nin tamir kitabesinde şu ibareler yer almaktadır: “Ahi Sinan oğlu AhiÇelebi oğlu Ahi Yakub yedi yüz doksan dört yılında bu camiyi tamir etti. Bundan evvel AhiŞücâ‘ ve Ahi Melik ve Ahi Ali ve Ahi Şerafeddin ve Ahi Yakub bina etmişlerdi. Sonra imam içinelli dirhem, müezzin için yirmi dirhem ve kandil yağı için mahsülden otuz dirhem tayin edildi.”Bu kitabeye göre mescid 1392 yılında Ahi Yakub tarafından tamir edilmiştir. Mescidi ilkyaptıranlar Ahi Şücâ‘, Ahi Melik, Ahi Ali ve Ahi Şerafeddin’dir. “Ahi Yakub Zaviyesi”vakfının tasarrufu Ahi Muslihiddin’e verilmiş ve zaviye şeyhine günde iki akçe, mütevelliyegünde bir akçe, “ferraş”a (temizlik görevlisine) günde bir akçe ödenmesi şart edilmiştir. Zaviyebinası günümüzde mevcut değildir.“Ahi Yakub Medresesi” vakfının tevliyeti Ahi Şerafeddin evladından Seyyid b. AliPaşa’ya beratı hakani ile verilmiş ve Mevlana Hızır’ın tasarrufundadır. Medresenin gelirleri iseoldukça fazladır. Çifteviran mezraası, Bademlü Köyü hissesi, Ahi İsmail Köyü yarı hissesi,Mamak-Bayındır Köyü yarı hissesi, Sincan Alpağut (İlyakut) Köyü yarı hissenin gelirleri bumedreseye aittir. Medresenin yeri net olarak bilinmemektedir.Ahi Yakub Mescidi’nin onarım tarihine göre Ahi Yakub’un, Hacı Bayram-ı Velihazretlerinin müderrislik döneminde yaşadığı ve tanışıklıklarının varlığı genel kabuldür. AhiYakub’un mezarı ise mescidin kuzey tarafındaki hazire (mezarlık) içinde olup, mezar kitabesiyoktur. Bu haziredeki mezarlara sonradan konulmuş Türkçe yazılar, mescidi ilk yapan ahilerinisimleridir. Hazireler, genellikle aile mezarlığı durumundadır.Ahi Yakup Hazretleri’nin yaşamı ve eserleri, Ahilik teşkilatının Ankara’daki etkisini veönemini göstermektedir.
Ahi Yakup Hazretleri, yanındaki insanlara sadece bir öğretmen değil, aynı zamanda bir baba figürü olarak da yol göstermiştir. Bu kişiler, onun hem manevi evlatları hem de yarenleri olmuş, birlikte uzun yıllar süren bir hizmet hayatı geçirmişlerdir. Kabirleri yan yanadır. Hazretin talebeleri ve yakın arkadaşları, Ahi Çelebi, Ahi Sinan, Ahi Şüccâ, Ahi Melik, Ahi Şerafeddin ve Ahi Ali, Ahi Yakup Hazretleri’nin mirasını yaşatan ve onun hizmet anlayışını devam ettiren önemli şahsiyetlerdir.
Rabbim Makamlarını Âlî, Himmetlerini Daim Eylesin. (Amîn)
Kaynaklarda aktarıldığına göre hocamız, beyaz tenli, yeşil gözlü ve kır sakallı bir şahsiyettir. Daha çok yeşil ve beyaz elbiseler giymeyi tercih etmektedir. İlim ve ahilik (meslek) yolundaki ciddiyetini, hem şahsında hem de talebeleriyle/çıraklarıyla olan ilişkilerinde açıkça görmek mümkündür. Ancak bu ciddiyet, insan ilişkilerinde kadirşinas, sevecen ve babacan bir tavra dönüşür.
Ahi Yakup Hazretleri’nin ataları Kudüs’ten gelmiştir. Ancak, Hazret’in kendisi yerel bir şahsiyet olup, kökeni Özbek Türkleri’nedayanmaktadır. Atalarının bu topraklara geliş amacı, İslam’a hizmet etmek ve burada insanlara İslam’ı doğru bir şekilde öğretmektir.
Ahi Yakup Hazretleri’nin ilimle olan ilişkisi, pek çok ilim talebesinin aksine geleneksel bir öğrenim yoluyla değil, doğrudan yaşam pratiği ve maneviyatla şekillenmiştir. İlim tahsil etmeyi tercih etmeyen Hazret, bu konuyu şu sözleriyle ifade etmektedir: “İlim tahsil etmeyi tercih etmedim, çünkü buna aklımın yatmayacağını düşünürdüm. Bunun yerine çıraklığa başladım, aslım Özbektir. Selçuklu döneminde yaşadım. Çıraklık dönemimde, ilim talebelerini görünce içimden bir özenme duygusu oluşurdu. Ama o zamanlar nasip değilmiş der, yine de çalışmaya devam ederdim.
Bir gün namazda Rabbime dua ettim: ‘Rabbim, bana da ilim ihsan eyle, ama sana hizmet edeyim diye.’ Elhamdülillah, duam kabul oldu. Bir gün manen, hocam Hz. Osman (r.a.) efendimiz geldiler ve dediler ki: ‘Evladım, eğer derdin Rabbine hizmet etmekse, işini hakkıyla yap. Besmele ile başla, kalp kırma, iyilik ve salih amel üzere ol. Kul ayırma, ayıp görme.’ Ve bu nasihat bana bir ömür boyu yetti. Hizmetime de yetti, Elhamdülillah.”
Ahi Yakup Hazretleri, manen güçlü bir yönelimle ilim ve ahlakı harmanlamış, hizmetine ve insanlara karşı olan tutumuna yön vermiştir. Hizmet, Ahi Yakup Hazretleri için bir ömür boyu süren bir görev olmuştur ve bu hizmet, ona Allah’tan gelen bir rahmet olarak sunulmuştur.
Ahi Yakup Hazretleri, aynı zamanda cinni kulların tedavisiyle ilgilenmiştir. Manevi yolculuğunda, Allah’ın izniyle hastalara şifa vesilesi olmaya çalışmış ve bir hastane kurarak, burada da hizmetlerini sürdürmüştür. Ayrıca, ilim tahsili için bir medrese inşa etmiş, burada öğrencilere hem ilmi hem de manevi eğitimler vererek, İslam’a hizmet eden pek çok kul yetiştirmiştir.
Ahi Yakup Hazretleri, yanındaki insanlara sadece bir öğretmen değil, aynı zamanda bir baba figürü olarak da yol göstermiştir. Bu kişiler, onun hem manevi evlatları hem de yarenleri olmuş, birlikte uzun yıllar süren bir hizmet hayatı geçirmişlerdir. Hazretin talebeleri ve yakın arkadaşları, Ahi Çelebi, Ahi Sinan, Ahi Şüccâ, Ahi Melik, Ahi Şerafeddin ve Ahi Ali, Ahi Yakup Hazretleri’nin mirasını yaşatan ve onun hizmet anlayışını devam ettiren önemli şahsiyetlerdir.
Ahi Yakub Hazrat
(May Allah Sanctify His Secret)
He was one of the Ahi leaders and Sufis living in Ankara. During the reign of Yıldırım Han, he was among the holders of “tımar” (land grants). He was one of the first to build the Ahi Yakub Mosque, located on Çamlıca Street, north of today’s Hacı Bayram Mosque. He also built the Ahi Yakub Madrasa and was the first sheikh of the Ahi Yakub Lodge, which had an important place in the city’s development, education, and religious life.
The restoration inscription of the Ahi Yakub Mosque contains the following statement: “Ahi Yakub, son of Ahi Çelebi, son of Ahi Sinan, restored this mosque in the year 794 (Hijri). Before this, Ahi Şücâ‘, Ahi Melik, Ahi Ali, Ahi Şerafeddin, and Ahi Yakub had built it. Then fifty dirhams were allocated for the imam, twenty dirhams for the muezzin, and thirty dirhams from the harvest for lamp oil.”
According to this inscription, the mosque was restored by Ahi Yakub in 1392. The first builders of the mosque were Ahi Şücâ‘, Ahi Melik, Ahi Ali, and Ahi Şerafeddin. The endowment of the “Ahi Yakub Lodge” was entrusted to Ahi Muslihiddin, with the condition that two akçe per day be paid to the lodge’s sheikh, one akçe per day to the trustee, and one akçe per day to the ferraş (janitor/cleaner). The lodge building no longer exists today.
The administration of the “Ahi Yakub Madrasa” endowment was given by imperial decree to Seyyid b. Ali Pasha, a descendant of Ahi Şerafeddin, and it was under the management of Mawlana Hızır. The madrasa’s revenues were quite substantial. The income from the Çifteviran hamlet, the Bademlü Village share, half of the Ahi İsmail Village, half of the Mamak-Bayındır Village, and half of the Sincan Alpağut (İlyakut) Village belonged to this madrasa. The exact location of the madrasa is not known.
Based on the repair date of the Ahi Yakub Mosque, it is generally accepted that Ahi Yakub lived during the teaching period of Hacı Bayram-ı Veli Hazrat and that they were acquainted. Ahi Yakub’s grave is located in the cemetery (hazire) on the north side of the
mosque, but there is no epitaph on the grave. The Turkish inscriptions later placed on the graves in this cemetery are the names of the ahis who first built the mosque. Cemeteries (hazire) are generally in the form of family burial grounds.
The life and works of Ahi Yakub Hazrat demonstrate the influence and importance of the Ahi organization in Ankara.
May Allah elevate their stations and keep their spiritual aid everlasting. (Amin)
الشيخ أخي يعقوب
(قدس الله سرّه)
كان من علماء التصوف ورؤساء الفتوة في مدينة أنقرة، وعاش في فترة السلطان يلدريم خان. كان من أصحاب “الطيمار (هو شخص مُنح الحق في جمع إيرادات الضرائب من الأراضي المملوكة للدولة، مقابل تقديم خدمة عسكرية،)” في تلك الحقبة. وقد كان أحد الذين ساهموا في بناء مسجد أخي يعقوب الذي يقع في شارع شاميليجا شمال جامع حاجي بايرام. كما قام بتأسيس مدرسة أخي يعقوب، وكان أول شيخ لزاوية أخي يعقوب، التي كانت تمثل مكانًا مهمًا في بناء المدينة وتعليمها وحياتها الدينية.
وقد ورد في لوح الترميم لمسجد أخي يعقوب ما يلي: “أخي يعقوب، ابن أخي جَلَبي، ابن أخي سِنان، قام بترميم هذا المسجد في سنة 794 هـ. وقبل ذلك، كان قد أسسه أخي شُجّاع وأخي مَلِك وأخي علي وأخي شَراف الدين وأخي يعقوب. ثم تم تعيين خمسين درهماً للإمام، وعشرين درهماً للمؤذن، وثلاثين درهماً لزيت السرج من المحصول”.
وبحسب هذه النقش، تم ترميم المسجد في عام 1392م بواسطة أخي يعقوب. أما من قام بتأسيس المسجد في البداية فكانوا أخي شُجّاع، وأخي مَلِك، وأخي علي، وأخي شَراف الدين. أما بالنسبة لوقف “زاوية أخي يعقوب”، فقد تم تسليم إدارته إلى أخي مُصلح الدين، وقد تم تحديد أجر يومي قدره درهمين للشيخ، ودرهم واحد للمشرف على الوقف، ودرهم واحد للفَرّاش (الذي يقوم بالتنظيف). ولم يتبق اليوم من بناء الزاوية.
أما وقف “مدرسة أخي يعقوب”، فقد تم تسليم إدارتها إلى السيد علي باشا من ذرية أخي شَراف الدين، وكان يشرف عليها مولانا خضر. وكان دخل هذه المدرسة كبيرًا جدًا. حيث كانت إيراداتها تأتي من أراضي “جِيفْتَفِيران” و”قرية بَادَمْلُو” و”نصف حصة من قرية أخي إسماعيل” و”نصف حصة من قرية بايندير -ماماك” و”نصف حصة من قرية ألباغوت – سينجان” (إلياقوت). ومع ذلك، فإن مكان المدرسة غير معروف بشكل دقيق)
وفقًا لتاريخ إصلاحات مسجد أخي يعقوب، فإنه يُعتقد بشكل عام أن أخي يعقوب كان قد عاش خلال فترة التدريس للشيخ حاجي بايرام، وكان بينهما معرفة متبادلة. أما قبر أخي يعقوب، فهو يقع في المقبرة الواقعة في الجهة الشمالية للمسجد، ولكن لا توجد لوحة قبرية له. أما الكتابات التركية التي أُضيفت لاحقًا على القبور في هذه المقبرة فهي أسماء الفتيان الأوائل الذين قاموا ببناء المسجد.
إن حياة وأعمال الشيخ أخي يعقوب تُظهر تأثير وأهمية تنظيم الفتوة في مدينة أنقرة، وتبرز دوره في تطور الحياة الدينية والتعليمية في المدينة.
وأخي يعقوب، لم يكن معلماً وحسب لمن حوله، بل كان لهم أباً يرشدهم ويوجههم. فصاروا له أبناء في الروح ورفاق درب، وقضوا معه سنوات طويلة في خدمة الحق. وقبورهم اليوم متجاورة. وإن من تلاميذه وخاصة أصحابه، من حملوا راية إرثه وواصلوا نهج خدمته، شخصيات بارزة هم: أخي جلبي، وأخي سنان، وأخي شجّاع، وأخي ملِك، وأخي شراف الدين، وأخي علي.
اللهم اجعل مقامه عالياً، وبارك في أعماله، واجعل فضائله وهمته دائمة. (آمين)
Paylaş